Hayat Döngüsü

Deniz kaplumbağaları, her üreme sezonu (Nisan-Mayıs) çiftleşerek erkekler kumsala yakın yerlerde dolaşırken, dişi bireyler yaklaşık 15 gün aralıklarla bir sezonda (Mayıs - Ağustos) ortalama 3 yuva yaparlar.



Kuluçka süreleri yaklaşık 2 aydır. Bu kuluçka süresince yumurtalar değişik tehditler altındadır. Bu yuvalardan çıkan yavrular (Temmuz-Ekim) ay ışığı veya denizin parıltısını kullanarak denize doğru ilerler ancak daha kuvvetli başka bir ışık kaynağı varlığında yanlış yöne ilerlerler. Denize ulaşan yavru karnın (abdomen) içine çekerek depolanan yağlı besin maddesi (vitellüs) nedeniyle dalamaz ve iki hafta kadar yüzeyde dolaşır. Bu nedenle bu esnada kuş ve balık gibi yırtıcıların yemi olurlar. Bu safhaları atlatan yavrular deniz algleri arasında yüzerler ve dolaşırlar, yönlerini de hem bu besin alanlarını tanımalarından hem de manyetik yönelim sayesinde bulurlar. Erginleşene kadar dönem kayıp yıllar olarak bilinir, çünkü 25-30 yıl süren bu sürede genç bireylerin nerelerde neler yaptıkları konusunda pek fazla bilgi elde edilememiştir. Gerek bu genç safhada ve gerekse ergin safhada da balıkçılık (trol avcılığı, paragat balıkçılığı, hayalet avcılığı vb.) hastalık, kirlilik ve sürat motorları her zaman kaplumbağalar için birer tehlike olmaktadır.

Beslenme ve Göç

İribaş deniz kaplumbağası (Caretta caretta) ve Yeşil deniz kaplumbağası (Chelonia mydas)'nın yavruları plankton ve küçük böceklerle beslenmesine rağmen, büyüdükçe Caretta etçil, Chelonia ise otçul beslenmektedir. Birinci grubu böcekler ve planktonlar (karınca, sinek, bitki çekirgeleri ve küçük su yüzeyinde yüzen canlılarve balık yumurtaları), ikinci grubu deniz hayvanları (yengeçler, balıklar, kabuklu deniz hayvanları, midye, deniz anaları) ve son grubu ise deniz bitkileri (sargassum-deniz algi, deniz marulu gibi bitkiler) oluşturmaktadır. Gerek beslenme ortamlarının araştırılması ve gerekse göç yollarının araştırılması kaplumbağanın sırtına yapıştırılacak bir uydu verici cihazıyla mümkün olabilmektedir. Bu çerçevede İtalya'dan izlenen bir dişi deniz kaplumbağası Bodrum (Muğla)'a kadar gelmiştir. Bu ve buna benzer çalışmalara ülkemizde de büyük ihtiyaç duyulmaktadır.

Cinsiyet Belirlenmesi

Sürüngenlerin çoğunda cinsiyet kromozomu yoktur. Bu nedenle sıcaklık, hormonal farklılık, gonad belirleyici genler, gonad oluşumu, hormon ve dış görünüş olarak cinsel farklılık oluşmaktadır. Cinsiyet, embryonik gelişim sırasında kuluçka süresinin ortadaki 1/3 lük döneminde (60 günlük kuluçka süresinin 20-40 günleri arası gibi) belirlenmektedir. Bu süre zamanındaki sıcaklığa göre yavruların cinsiyetleri belirlenmektedir. 32 ºC civarında hepsi dişi, 26 ºC civarı hepsi erkek ve 29 ºC civarı ise yarısının dişi yarısının erkek oluşmasına yol açmaktadır. Bu konudaki diğer uç durumlar aşağıda özetlenmiştir. Bu ilginç durumlar; 1-) Yüksek sıcaklıkta -dişi; Düşük sıcaklıkta- erkek (deniz kaplumbağaları); 2-) Yüksek sıcaklıkta -erkek; Düşük sıcaklıkta- dişi (timsah ve bazı kertenkeleler); 3-) Yüksek ve düşük sıcaklıklarda- dişi; orta sıcaklıklarda-erkek (3 timsah, 1 kertenkele, 3 kaplumbağa) sayılabilir. Deniz kaplumbağalarının hepsi birinci durumu sergilemektedirler. Dinazorlar gibi deniz kaplumbağalarınında dünyamızdan yok olmamamaları için bu konularda ayrıntılı çalışmalar yapılması gerekmektedir.

Giderek ısınan dünyamızda buzulların erimesi ve deniz seviyelerinin yükselmesi kaplumbağalar açısından; doğduğu kumsala gelme durumu ve sıcaklığa bağlı cinsiyet tayini yönünden çok önemlidir. Yine atmosfer sıcaklık artışı kum sıcaklık artışı ve dişi ağırlıklı bir populasyon oluşmasına yol açabilir. Deniz seviyesinin yükselmesi sonucu küçük kumsallar yok olabilir, adalar küçülebilir, kumsalların genel şekli değişebilir. Bu durumda kaplumbağa kumsal mı değiştirecek? Yoksa nesil bitene kadar o kumsala gelmeye devammı edecekler? Tabii ki bunların tersine fırtına ve kötü hava şartları kumsallarda soğumaya da yol açabilir. Bu durumlara karşılık özellikle yuva yerlerinin değiştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bunun için su altında kalacak yuvaların daha güvenli yerlere taşınması, yuvaların kumsaldaki kuluçkalıklara transferi, kuluçkalıkların gölgelendirilmesi veya stryfoam kutularında yumurtaların geliştirilmesi gibi alternatif koruma yöntemleri ülkemizde başlatılmayı beklemektedir.